19 Ekim 2008 Pazar

Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı

Dün geceyi yarı film izleyerek, yarı kitap okuyarak geçirdim. Wanted ve Zodiac'ı izledim. Her ne kadar lojmanda yaşasam da her tıkırtıya şüpheli yaklaştığım için çok istediğim halde Pathology'i izlemeye devam edemedim. Aslında yalnızlığıma ait olan o tıkırtıları anlamlandırmaya çalışmayıp, duymamayı başarabilseydim emin olun onu da izlerdim.

Sabah erkenden nöbetten dönen eşimi, bu pazar Çin'de olmasından ötürü sabah saatlerinde yayınlanan F1'i izlerken buldum. Nöbetten döndüğü diğer sabahlardan farklı olarak, bu sabah beni Fransızca şarkılar ve öpücükler yerine virajları hızla dönen lastik sesleriyle uyandırması rüya gibi =) bir Çin GrandPrix'i izlememe sebep oldu. Damalı bayrağı ilk gören de Lewis Hamilton oldu.

Daha sonra yine diğer pazar sabahlarından farklı olarak bruncha gitmek yerine kahvaltımızı evde yapmaya karar verdik. İspanyol omleti yapma ve yeme isteğimin depreşmesi bunda etkili oldu. Yaptığım yoklamada artık eksiksiz olan evin erkeklerinin sofrada yerlerini almalarıyla, harika bir kahvaltı sofrasında neşeli bir pazar gününe başlamış olduk. Pc.de tekrara aldığım Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı şarkısıyla tabii... ;) 

Vega-BuSabahlarýnBirAnlamýOlmalý by Vega - Bu Sabahlarin Bir Anlami Olmali on Grooveshark

görsel:The Dream-Pablo Picasso 1932

1 yorum:

Zeugma dedi ki...

Eşinin yokluğunu çok bariz biçimde hissetmişsin :) Bu neredeyse yazdığın her satıra aksetmiş ChaotiC..
Bu kadar sevip sevilebilmek ne güzel!
Sonsuza kadar sürmesi dileğiyle..
Vega'nın parçası çok hoş.Sanki senin hislerin ifade ediliyor gibi.
Sanki sen yazmışsın gibi : )