19 Mart 2009 Perşembe

“Aslında Giden Değil Kalandır Terk Eden. Giden de Bu Yüzden Gitmiştir Zaten.”


Bir Issız Adam furyası vardı. İzleyenler, yazanlar, çizenler, ıssız adamlığa özenip ortalığa dökülenler… Cd elimde olduğu halde epey bir zaman izlemedim, izlemek istemedim. Unutmak istedim; “sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım” geyiklerini, yazılıp söylenenleri ve hatta böyle bir film çekildiğini… Hiçbir şeyin etkisi altında kalmadan sadece kendi duygu ve düşüncelerimle izleyebilmek için.

İzledim; bir adamın batmakta olan gemisinden kaçış çırpınışlarını izledim. Artık yüzmekten yorulmuş, umudunu kaybetmiş bir halde birden bütün güzellikleriyle karşısına çıkan bir Ada’ya sığınışını izledim. Daha fazla ilerlemekten korkarak Ada’daki zenginlikleri fark edememesini ve sadece sahilinde dinlenmesini izledim. Yüzeyselliğinden sıkılınca artık Ada’yı terk ederek batmış olan gemisinin enkazına dönme kararını izledim. Sonra da gemiden kalan parçalarla ve Ada’dan söküp aldıklarıyla bir sal yapıp, o salda sağa sola yalpalayarak, önünü göremeden, dalgaların onu nereye atacağını, nereye gideceğini bilmeden okyanusun ortasında bir başına kalışını izledim. Sadece sahilinin eteklerine değmiş bir adamın, amansız bir hastalık gibi her hücresine bulaşarak zengin bir Ada’yı nasıl ıssızlaştırdığını izledim. 

İki kişinin kalabalığından milyonların yalnızlığına düşen ıssız adamları, ıssız kadınları izledim.


 “Güzel Bir Masal” fonunda yaşanan aşklar… Sonra özgürlüğün artık tek kişilik bir özgürlük olmaktan çıkıp iki kişilik bir özgürlüğe dönüştüğünü fark eden taraflardan birinin, birden kendini kapana kısılmış gibi hissetmesiyle “Tükeneceğiz!” korkusunu diğer tarafın yüreğine salıveren med-cezirler… Sürekli bir kaybetme korkusuyla yaşayan, uyuyamayan, anlatamayan, soramayan, sanki ağzından bir kelime çıkacak olsa her şey bitiverecekmiş gibi hissedip görmezden gelerek sadece olacak bir şeyi mümkün olduğunca geciktirmeye çalışan, O’nun yanında, yöresinde, kokusunda, sahasında biraz daha fazla kalabilmeyi umarak sonsuz aşkı ve mutluluğu artık uzatmalarda arayan kadınlar, adamlar…

Bir gün sizi terk edip gideceğini içten içe hissettiğiniz, bunu doğrulayan garip tesadüflerle karşı karşıya geldiğiniz, kendi kurduğunuz düşlerde bir türlü yerine koyamadığınız eksik bir şeyin yanıtını alamadığınız, soramadığınız, bu kaygılarınızı anlatamadığınız adam veya kadın çözemez sizin en mutlu anlarda bile neden mutsuz olduğunuzu… Merak eder bütün aşıklar gibi… Siz onun bilemediği, "Anlayamadığı" bir savaşın içindeyken, kendinizi yavaş yavaş onsuzluğa alıştırıyorken O güler söylediklerinize, bir el hareketiyle kovar beyninizden bütün o kötü düşünceleri...

Her zaman yanınızda olacaklarını taahhüt eden kişiler siz daha doğmadan çizilen kaderinizde kendilerine, sevgilinize biçilen ömürden habersiz “Size yalan söylemişlerdir”.  Bakarken, gülerken, söylerken konduramadığınız, öpüşürken, sevişirken o acı veren kalpsizlerden birisi olabilme ihtimalini yakıştıramadığınız adam veya kadın yoktur artık. “Yalnızsınızdır, çok yalnız”… Elinizde kalan anılarla başa çıkamazsınız. Kaçmak istersiniz onu hatırlatan her şeyden, herkesten, her yerden…

Sol tarafınızdan sökülüp elinize verilen, ıssızlaştırılmış bir yürekle kendinize gidecek bir yer ararsınız.

“Aslında giden değil kalandır terk eden. Giden de bu yüzden gitmiştir zaten.” 

Sadece "Yalnız Kadınlar Ordusu" değil; günü birlik ilişkilerle yaşayıp uzun vadede birisine bağlanmaktan korkan, sorumluluk almaktan kaçarak yüzeysel ilişkilerden hoşlanan, “sen”cil değil “ben”cil olan, yeterince sevdiği insana odaklanamayıp aklı hep diğerlerinde kalan kısaca kurulacak ortak bir hayatı çeşitli nedenlerle göze alamayan, aslında karşısındakini değil; milyonların kalabalığı içinde kendini kendi ıssızlığına terk eden yalnız adamlar ordusu da oluşuyor.




Son pişmanlık da fayda etmiyor. Ne yazık!

ChaotiC 





Issiz_Adam_-_Aria_...

7 yorum:

41 kitchen dedi ki...

Filmle ilgili okuduğum en yürekten yazıydı. Her kelimesine katılıyorum ablacım:)

Zeugma dedi ki...

Issız Adam'la ilgili sayısız yazı okudum. Eleştirenler, beğenenler, yaşanmış bazı hikayelerle kıyaslayanlar.
Oyuncuları, yönetmeni, senaryoyu yerden yere vuranlar..
Daha bir sürü..
Sözün özü bunlar totalde bende izleme isteği bırakmamıştı.
Ama senin bu inanılmaz yazın ve eklediğin ekstralarla izlenesi bir film olduğuna karar verdim ve hemen yarın CD' sini almaya gidiyorum.
Ayrıca bu güzel yazı için seni kutluyorum Chaotic..
Son derece profesyonelce ve bir o kadar da zevkliydi..
Sevgilerimle canım..

Su dedi ki...

Çook çok güzel özetlemişsiniz..

Issız adamda aşk yok..

Reel bayıltıcı kokusuyla reklam aşk husunda bilinmezi oynayan insanlara cazip geliyor..

Ve sonunda ağlayanlar haklılıklarına değil acziyetlerine ağlıyorlar..

Çok Çok tebrik ettim sizi,ıssız adamı ters yüzünden okumayı başardığınız için..

Issız damlar için söylenecek tek laf var..

Nerde aşk?

şirinem dedi ki...

canım arkadaşım ne güzel yansıtmışsın duygularını harika bir yazı olmuş okurken çok büyük bir keyif aldım kalemine sağlık

Uçak Bileti dedi ki...

uzun zaman sonra gözlerin tekrar buluştuğunda kalbe giren acıdır aşk..filmde bunuda gördm ve hissettm

Adsız dedi ki...

Biz bir grup gönüllü ve topluluk başlayan yepyeni bir girişim konum. Web günlüğünüze bize çalışmak için değerli bilgiler sağladı. Size harika bir çalışma yaptık!

Adsız dedi ki...

Güzel bilgi;) zaman ... için teşekkürler;)