14 Haziran 2008 Cumartesi

Binbir Gece


Binbir gece... Kanal D'nin reyting rekortmeni dizisiymişşş, her salı akşamı milyonları ekran başına kilitliyormuşşş... Nedense ben hiç kilitlenemedim. Haa denemedim değil ama olmadı bir türlü, bağlanamadım diziye... Bir ara bağlanacak gibi oldum ama dizide gelinen şu nokta beni bağlanmaktan alıkoydu ve dizi benim için bitti.

Seyredenler bilirler dizinin başlarında Şehrazat'a Onur kadar hatta belki ondan da fazla aşık olan birisi daha vardı; Kerem... Bennu Kerem için yanıp tutuşurken, bütün gün işyerinde onu görerek karşılıksız aşkı için acı çekerken ve bir de bu yetmezmiş gibi geceleri rüyalarında bile onu sayıklarken Kerem de aynı duyguları Şehrazat'a besliyordu. İkisinin aşkı da karşılıksızdı, ikisinin aşkı da imkansızdı. İki çocukluk arkadaşı, iki dost, iki iş ortağı bu adamlar; Onur ve Kerem Şehrazat yüzünden karşı karşıya gelmişler ve hatta iş ortaklıklarını bozmayı bile düşünmüşlerdi bir ara... Onur özenle seçtiği ve üstüne basa basa ağzından çıkardığı kelimeleriyle Kerem'e, "Şehrazat benim-dir, konu ka-pan-mış-tırrr..." diyerek bu konuda ne kadar acımasız ve ciddi olduğunu ortaya koymuştu. Uzatmaya gerek yok Kerem kaybetti. Zor da olsa acıyla her şeyi kabullendi ve Şehrazat'ı güya aklından da yüreğinden de sildi. Tam uzaklara gitmeye karar vermişken geri döndü ve benim için dizi de bu kararla birlikte bitti.

İnsan deli gibi aşık olduğu, tutkuyla bağlandığı bir kadını bu kadar çabuk unutabilir mi, sevdasını bu kadar kolay teslim edebilir mi? Kalmayı tercih ederek onu başka bir adamın kollarında, yanında, yöresinde görmeye dayanabilir mi? Peki ya diğerleri?
Onur örneğin; bu adamın sevgilisine, müstakbel eşine ve en son duyduğuma göre eşine bir zamanlar büyük bir tutku duyduğunu, bu kadını saplantı haline getirdiğini, aşkından kadehlerde boğulduğunu bile bile sanki hiçbir şey yaşanmamış, olmamış gibi yaşamaya nasıl devam eder? Keza Bennu da, Şehrazat'tan yüzde yüz emin olsa da kocasının bir zamanlar ona karşı yoğun duygular ve büyük bir aşk beslediğinin en yakın şahidi olarak nasıl artık ikisini sadece birer dost olarak görebilir?

Arkadaşlık, dostluk bunlar yüce değerler ve kavramlar fakat araya aşk, tutku vs. girince...? Aşk ve tutku insanın gözünü döndüren, insana deli cesareti veren ve her türlü değeri ayaklar altına aldıran bir şey... Normalde bu tür bir olayda taraflar özellikle kadınlar birbirine girer, hakaretlerin, kıskançlıkların, suçlamaların ardı arkası kesilmez. En az bir kişi katil olur, kaç kişi ölür bilemem... Gazetelerde bu tarz olaylardan sonra okuduklarımız genelde böyle haberlerdir. "Tamam işte, onlar da medenice davrandılar, aralarında anlaştılar ve gül gibi geçinip gidiyorlar. Bu devirde olması gereken de bu..." mu diyorsunuz? Valla ben de kendilerini kutluyorum. Arkadaşlığın, dostluğun ve anlayışın galip gelmesi süper ama benim böyle bir konuda asla beceremeyeceğim bir şey...

Kocamın bir zamanlar deli gibi aşık olduğunu bildiğim kadın, benim hala "canım-ciğerim, arkadaşım-dostum" olamazzz! (Bu kısmı Onur gibi söyledim. =) Korkmayın katil olmam =) fakat yüreğimi kanata kanata, içimi acıta acıta yardan değil ama serden geçerim...

Sevgilerimle...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

İşte topluma kanalize edilmek istenende bu duyguları törpülemek gerektiği mesajını vermek yaşanılanların doğal olduğunu,tepkilerin yersiz ve kabul edilebilir olacağını göstermekti.

Saçma ve bir o kadarda şaşalı bir diziydi.Önce parayla birlikte olduğu erkeği,sevebileceğini kanıtladılar.Sonra 2 erkek bir kadın için kıyasıya döğüştürüldü duygusal olarak.Kadın için ne kadar yüce bir duygu erkeklerin onun için gebermesi.

Nefret ettiğim bir diziydi.Bitmiyor sürekli.

Kerem için şehrazat hiç bir ışık yakmadığı için kerem uzaklaşmış olabilir.Dizide bennu da çok ezildi.Sevdiği erkek tarafından ikinci kadın rolü ağırdır her zaman.Ve bir erkek başkasını severken bir kadınla evleniyorsa kadın için çok üzücü bir durum gerçekten.Daha da ezilecektir.

Ama yönetmenler bunu showa döndürmesini biliyorlar.Biz de oturup yiyoruz bu numaraları ve hayatlarımızın dizilerde ki gibi olmasını bekliyoruz.

Diziden sonra kaç patron paraya ihtiyacı olan personeline aşk karşılığı avans verebileceğini söylemiştir acaba? Söylemek istediğim normal bir durum gibi gösterilmesi ve insanları buna yapmaya itmeye yöneltmek suça fiil oluşturmak değilmidir?

Hayatlarımız dizilerde ki yönetmenlerin istediği gibi şekilleniyor...

Bize çok ters ve kabullenemeyeceğimiz durumları normal gibi göstermek bağnazlık ve gericilik olduğu düşünüldüğünden ve rayting getirmeyeceğinden irdelenmiyor.

Bu diziyi izlemekle gereksiz tevazu gösteriyor insanlar.

Godsyndrome dedi ki...

Ben o diziyi anneciğimin salonda son ses izlemesi sayesinde,sadece duyarak takip ediyorum.Türk dizilerinde karakterlerin yaşadığı şeylerden çok ne kadar çok şey yaşadığı önemli.Trafik kazası,manyak bir düşman,mahkeme,cezaevi,iflas herşeyi sırayla yaşaması lazım karakterlerin...

hTc dedi ki...

Bence de çok çirkin bi dizi bi kaç bölüm can sıkıntısından izlemişliğim var ama hiç beğenmedim. Durduk yerde binbir gece masallarının adını da kirlettiler kanımca. Güzel yorumlamışsınız teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Canım,
Yüzün kadar güzel olduğu anlaşılan Yüreğine hayran kalıyorum yazdıklarını okuyunca...
Profilindeki aileni Allah nazarlardan saklasın.
Eşin senin gibi bir Hanımı olduğu için çok şanslı...
Bu mesajımı kendisine okut :D
Selam,Sevgi ve saygılarımı sunuyorum ikinize.
Çocuklarıda gözlerinden öpüyorum.
İnşallah evlendiğimde benim de oğullarım olur :D
Mutluluklarla kalın...

Unknown dedi ki...

"Hayatlarımız dizilerde ki yönetmenlerin istediği gibi şekilleniyor..."
Umar çok güzel demiş.Bana çok ters gelen şeyler dizilerde sanki çok doğalmış gibi gösteriliyor..İki gün sonra bir bakıyoruz, izlerken tövbe tövbe dedirten sahneleri burnumuzun dibinde görüyoruz.
Film ve dizilerin amacı, insanların bazı durumlarda ne yaptığını göstermekken şimdi ne yapacağını göstermek olmuş.

Ayrıca benim o dizide hala anlamadığım bir şey daha var: Şehrazat'ın parayı neden kayınpederinden almak yerine Onur'dan alması.Kayınpederi de zengin gösteriliyor dizide.(En azından bana öyle geldi.Yoksa değil mi?)Sonra bankadan kredi de alabilirdi, lüksünden biraz kıstı mı maaşı ödemeye yetmez miydi?

hTc dedi ki...

vişne ağacı
burda maydonoz olmak istiyorum:D eskiden kayınpederiyle küstü şehrazat. Neden diye sorma çünkü bilmiyorum. Öyle arada bir denk gelirse bakardım çünkü. Ama çok haklısın İstanbulun en iyi şirketlerinden birinde çalışan ünlü ve başarılı bi mimar sanırım kolaylıkla bi kredi alabilirdi:D ama o zaman da dizi olmazdı zaten. aman her neyse banane yahu:D