14 Mart 2008 Cuma

Bahar Temizliği


Mart o bildik kararmış, ağlak ve üşüten yüzünü gösterse de arada bir, kapımın önündeki kuru dallar ufaktan ufağa pembe pembe çiçeklenerek martı pek umursamıyor gözüküyor.

Bahar geldi. Üzerimizdeki o ağır ve kalın örtüleri atıp silkelenmenin zamanı geldi...

"Bahar temizliği" dediğimiz de aslında sadece ruhumuzda yaptığımız arınmalardır. Dip köşe bütün ruhumuz da temizlenir, yıkanır ve arınır evle beraber... Yani evin temizlenmesi sadece bir araçtır aslında ruhumuzu yenileyip, tazeleyen...

Kışın o ağır kasveti, hareketsizliği ve eve kapanmanın getirdiği can sıkıntıları bitiyor. Bir yere girdiğimizde sonu hiç gelmeyecekmiş gibi bizi bekleyenlerin önünde kat kat soyunmalara son! Üzerimizde hafif kıyafetlerimiz, elimizde rengarenk çantalarımız ve en önemlisi yüreğimizde bitmek bilmeyen kıpırdanmalarımızla yaza çıkmaya hazırız artık. Sizi bilmem ama ben çiçekli, beni her daim serin tutan elbiselerimi, renkli t-shirtlerimi, sandaletlerimi, kot eteklerimi, bahar gibi çiçek kokan yazlık parfümlerimi çok ama çok özledim. Biliyorum; yazın son demlerinde de balıkçı yaka kazaklarımı, atkılarımı, yumuşacık, pamuk gibi beni saran bembeyaz kürk yeleklerimi, çizmelerimi ve kabanlarımı özleyeceğim ama zaten bu hep böyle değil mi? Güneşte gölgeyi, gölgede güneşi, sıcakta serini, serinde sıcağı, kışta yazı, yazda kışı, vs. vs. aramaz mıyız?

Her yerin rengarenk olmasına daha zaman var; ama önce siz kendi içinizde başlayın rengarenk olmaya... Bahar gibi bütün renkleri barındırın içinizde; umuda kanat çırpan bir martının beyazlığını, gözlerde hayat bulup dudaklarda ıslanan bir şehvetin kırmızılığını, gökyüzü gibi durgun ve denizler kadar coşkun bir ufkun maviliğini, çılgın bir sonbahar rüzgarının savurduğu yaprak sarılığını, kirpiklerin arasındaki bir düş pembeliğini... Donandığınız o renklerle yoldan çıkın ve başlayın şimdi bahar temizliğine...

ChaotiC

Hiç yorum yok: