27 Eylül 2008 Cumartesi

Bir Kadın Ne İster?

Sevgili Hatice, "bir kadın ne ister?" sorusuyla beni sobelemişti. Bakalım bana göre bir kadın ne değil, neler ister?

Bir kadın, "üşüdüm!" dediğinde, üzerine bir hırka veya ceket verilmesi ya da, "hadi eve dönelim artık" gibi sözler duymak yerine kendisine sımsıkı sarılınsın ister. Bknz: Eğer Üşürse 

Gördüğü kabustan ağlayarak uyandığı gecelerde, sevgilisinin veya eşinin anlattıklarını geçiştirip onu sakinleştirmesi yerine, hepsinin doğru olduğunu fakat her zaman yanında olduğunu, olacağını söylemesini ister.

Her sabah kalktığında yeni bir heyecan duymak ister.

Hastalandığında yumuşacık bir battaniyenin altına yatırılıp, kıvamının asla tutmayacağını ve ocağın müthiş derecede batacağını bile bile limonlu mercimek çorbası yapılsın ister. -ki hastalandığım zaman içmek istediğim tek çorbadır-

Mutfakta akşam yemeği için hazırlık yaparken eşinin veya sevgilisinin de yanında olmasını, hiçbir şeyden anlamasa bile en azından yapılmış salatanın üzerine boşaltılacak mısır konservesini açmasını ister.

Kendisine danışılarak eve misafir davet edilsin ister.

Özel günlerin aksine hiç beklemediği ve ummadığı bir günde eve çiçekle gelinsin ister. ki kır çiçeklerinden oluşan basit bir buket bile benim için kafidir-

Annesinin ve babasının en azından haftada bir aramasını ve "sadece sesini duymak istedim" diyerek, sesinden mutlu mu, mutsuz mu, hasta mı, sıkıntılı mı olduğunu o söylemeden çıkartmasını ister. Hiç haber vermeden çıkıp gelmelerini ister.

Hafta sonunun en az bir günü mutfaktan gelen sıcak omlet kokusuna uyanmak, hazır bir sofranın onu beklediği düşüncesinin getirdiği mutluluk ve enerjiyle yataktan fırlamak ister. -ki ben bu konuda çok şanslıyım-

Eşinin iş yaşantısındaki sorunlarını kendisiyle paylaşmasını fakat aile huzuruna zarar verecek şekilde bu stresini eve yansıtmamasını ister.

Ne kadar kızgın, ne kadar küs olursa olsun gece yatağa girdiğinde sırtını dönerek uyumak yerine, ayaklarını eşinin bacaklarının arasına sokarak uyumak istediğinden, bacakların hafifçe açılarak ayaklarını kabul etmesini ister.

Evlerine gelen ailesinin, yakınlarının veya arkadaşlarının ne kadar sevilmeseler bile saygı görmelerini ister.

Parmak ölçüsünün, sütyen, pantolon, ceket gibi kıyafetlerinin bedeninin, ayakkabı numarasının bilinmesini ve unutulmamasını ister.

Park, sokak, asansör, apartman gibi yakalanma korkusunun adrenalin seviyesini arttırdığı her ortamda öpüşmek, mümkünse sevişmek ister.

Davet, yemek veya kokteyllerde eşinin onunla aynı anda veya ondan önce davranarak kapıdan içeri girmeye çalışmasını değil; bekleyerek sakince ona yol vermesini ister. Gene aynı şekilde bir davetteyken sık sık yalnız bırakılmak yerine eşi oturduğu yerde otursun ve yanından ayrılmasın ister. -her ne kadar sigara krizine girmiş olsa bile-

Kesin bir cevabı olmayan soruları ısrarla sormak ister.

Kararsız kaldığı kıyafet, saç biçimi veya renk konusunda birileri ona fikir söyleyerek yardımcı olsun ister. -sonra gene kendi bildiğini okur, o başka-

Çalmakta olan ev telefonuna daha yakın olunduğu halde neden açılmadığını ve neden her defasında cevap verme işinin ona bırakıldığını çözmek ister.

Kapı çalındığında, gelenin kim olduğu öğrenildikten sonra otomatiğe basılsın ister.

Bir şeyi yüz defa söylemek yerine en azından ikinci-üçüncü defada anlaşılıp uygulansın ister.

Eşinin veya sevgilisinin, ihtiyaç duyduğu ve özellikle rica ettiği anlarda ona vakit ayırmasını ister.

Konuşurken televizyon, gazete gibi şeyler yerine gözlerinin içine bakılsın ister. -aksi takdirde ne kadar önemli olursa olsun konuşmasını yarıda keser-

Kahvaltı sofrasında gazete okunması yerine sohbet edilmesini ister.

Kimisi gökyüzündeki yıldızları ister, kimisi gözlerdeki ışıltıyı; kimisi tek taş ister, kimisi basit bir saç tokasını; kimisi koca bir buket gül ister, kimisi tek bir papatyayı, kimisi son model bir araba ister, kimisi otobüs, dolmuş veya vapurlarda elele tutuşmayı; kimisi kürk ister, kimisi yumuşacık tüylerini okşayacağı yavru bir köpeği; kimisi o akşam nerede yiyeceklerini bilmek ister, kimisi sabahtan beri düşünüp sonunda adını koyduğu yemeğe koyacağı salçayı, kıymayı................................... ister, ister, ister... Olsa da ister, olmasa da ister...

Kadın milleti işte, kesinlikle olmayacağını bildiği şeyleri bile hiç vazgeçmeden hep ister.
  

Dibine Not: Ben de Aylin ve Royal'i sobeliyoruuum.

8 yorum:

hTc dedi ki...

Yine çok güzel ve yürekten anlatmışsın ablacım,ellerine sağlık. Bu arada ben de sadece mercimek çorbası isterim hastayken:D

beenmaya dedi ki...

sevgili alaaddinin sinirli ablası şimdiden iyi bayramlar sevgiler selamlar :))

babegazelle dedi ki...

doğru söze ne denir ;)

Seyyah dedi ki...

Keyifle okudum:)
İyi bayramlar ve iyi tatiller..

AŞK... dedi ki...

bir kadın daima dahasını ister :S

Zeugma dedi ki...

Çok güzel yazmışsın yine ChaotiC..
Ben de özel günlerin unutulmasını hiç affedemem.
Hafta sonları omlet olayınız dünyalara bedelmiş :) Eşin teşekkürü hak ediyor gerçekten..
Sevgilerimle..

Aylin Ünlü dedi ki...

Sobelenmişim:/Ama bugün nette müsait olduğumdan yeni görüyorum ve bu sobeyi daha önce yanıtlamıştım.Ama burada tekrardan sobe adına birşeyler yazmam gerekirse,bir kadın çok şey ister diyebilirim:)

Senden okumak keyifli oldu,sevgiler Chaotic.

SuYosunu dedi ki...

ve git dediği erkeğin ertesi sabah ellerinde çiçeklerle geri dönmesini ister =)
harika bir yazı, tebrikler